6 Mart 2012 Salı

Özvarlık eleştirileri


Picasso sanatın günlük hayatın örümcek ağlarını üfleyerek ruhtan uzaklaştırdığını söylemiş.
Örümcek ağlarınca sarmalanan, unutulan bir ruh ve ilgiyi kendine  odaklayan  beden.
Uzunca bir süredir, bedenimin  ve ruhumun farklılığını  düşünmekten keyif almaya başladım.
Onların farklı bir birlikteliği yaşayabilmeleri olağanüstü güzel bir duygu.
Öyle olması ya da olmaması umurumda bile değil çünkü  böylesi bir ayrımın yarattığı  kargaşayı  sorgulamak bile  hoşuma gidiyor.

Kişiliğimizin  bizim kim olduğumuzu ifade ettiğini düşünürüz.
Kim olduğumuzu  ise başkalarının bize gösterdiği tepkiler tanımlar.
Sözlüklere göre, personalitiy (kişilik) latince "persona" yani maske sözlüğünden türemiş ve bir bireyin kişisel özelliklerinin tümü, duygusal eğilimlerinin, ilgilerinin davranış biçimlerinin toplamıdır.
Psikolojide,  kişilik üzerine yapılan  çalışmalarda elli farklı maske tanımlaması bulunmuş.
Nesnel bilimsel olma çabası içinde olan psikoloji, çoğunluk insanları mesafeli bir biçimde nesneler olarak görür ve  inceler. Bireyleri daha kişisel ve öznel bir yolla, daha uygulamalı ve varoluşsal biçimde anlamak yerine onları niceleştirir.
Yaşamı anlamlandırabilmek ve kimi zaman ona katlanabilmek için sanat günümüzde çok daha fazla önem kazandı.
Piyasa mücadelelerinden başarısız çıkanlar, paranın satın alamayacağı şeyler bulunduğunu kavradıklarında , başarılı olanların zenginliklerine daha iyi katlanırlar.
Bu bağlamda, güzel sanatlar kimi insanlara  salt bedenlerinin gündelik yarar ve hazlarının  ötesinde başka bir şeylere daha gereksinimleri  olduğunu hissettirir.
Hemen hepimiz kendimizi daha iyi nasıl hissedebileceğimizin yollarını biteviye aramaktayız.
Ama bunu bir türlü bulamayışımızın  başlıca nedeni, bence çabalarımızı  salt bedenimize  yönelik tutmadan kaynaklanır olmasıdır.
Ruhum ve aklım  bedenimin iplerini elinde tutan bir kukla oynatıcısına benziyor.
Dilediği elbiseleri giydirip, istediği karakteri ve sesi vererek dünya sahnesinde oynatırlar bedenimi .
Günümüzde yaşam giderek milyarlarca oynatıcının, iplerinin uzandığı bir sahnede sanki sonu kötü bitecek bir oyuna benzemeye başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder