8 Mart 2012 Perşembe

Koyunlar ve sürüleşmenin bedeli üzerine


Totaliter yönetimlerin hemen çoğunun yıkılmasındaki en büyük, etken özgürlük yokluğu ya da keyfi biçimde sınırlandırılmanın yarattığı mutsuzluklar olmuştur.
İnsanlar yaşam üzerine benimsedikleri reçetelerinin, faydaları hususunda pek tartışmak istemezler.
Belki de bu nedenle, ideal yaşam nedir soruma ayni yanıtı veren iki kişi bile çıkmadı diyebilirim.
Böylesi kurgulanan bir dünyada,  her bireyi kendi yaşam yolunun oluşturduğu bir eser olarak düşünmek ve saygı duymak hoşuma gidiyor.
Demokrasi, çok kaba bir tanımlamayla; toplulukların kendilerini eşit, özgür ve mutlu olduklarını sanmalarını sağlamak için bulunmuş bir sistemdir.
Ve bu sistemin kanımca en önemli işi, birilerine ‘kendi’ düşüncelerinden uzaklaştırıp, ‘bizimki’ dediklerini benimsediklerinde, sanki daha mutlu olacağına inandırmaktır,

Geçen ay, doğu vilayetlerimizden birisinde koca bir koyun sürüsü, liderlerinin peşinden uçuruma atlayıp ölmüş.
Herkes çok şaşırmış.
Ben şaşırmadım.
Sadece merak ettim.
Acaba kalan koyunlar, sürüleşmenin bedelinin, ölüm olabileceğini öğrenmiş olabilirler mi dersiniz? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder