Hemen her akarsuyun kendine özgü bir yaşamı vardır insanlar gibi.
Doğar, büyür, olgunlaşır ve ardından yeniden doğmak için deniz olur, göl olur.
Onun damlaları, karlı dağlardan yeşil vadilere, oradan tembel, tembel gezindiği ovalara uzanışın öyküleriyle doludur sanki.
Gençliğinde coşkusunu köpük köpük anlatırken, denize kavuşmanın hemen öncesi sessizleşir, derinleşir akmaz gibi olur.
Doğadaki her doğuş evrendeki saf yalnızlığın dramatik bir anlatımıdır sanki.
Dinarın ötelerinde, yolun geniş bir koltuğunda kayaların altından Büyük
Menderes doğar.
Berrak ışıltılı sularında uzayan parlak yeşil otları, beyaz akıtmalı kömür karası dost ördekleriyle, burası zamanı durdurmak isteği uyandırır ruhumda.
Gün batımında, yeşiller, maviler, sarılar birden silinir ve sanki tüm doğa ateşe keser
Berrak ışıltılı sularında uzayan parlak yeşil otları, beyaz akıtmalı kömür karası dost ördekleriyle, burası zamanı durdurmak isteği uyandırır ruhumda.
Gün batımında, yeşiller, maviler, sarılar birden silinir ve sanki tüm doğa ateşe keser
Ve insan o an yalnızı ister, salt yalnızlığı özler.
Kırmızılık her şeyi birleştirir bütünleştirir, her şey yabancıdır, farklıdır ve anlamsızdır.
Ve sanki hiç olmamıştır.
Kırmızılık her şeyi birleştirir bütünleştirir, her şey yabancıdır, farklıdır ve anlamsızdır.
Ve sanki hiç olmamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder