8 Mart 2012 Perşembe

Adam olmak ya da bir hiç olmak

Toplumun kimi yargılarını gereğinden fazla önemsemek kendimize olan güven duygularımızı azaltarak bizi endişelendirebilir.
Felsefecilerin düşüncelerine göre toplumların görüşleri çoğu konuda yanılsamalı ve hatalıdır.
Örneğin ayni kişiye farklı kişiler ‘adam olmuş’ ya da bir ‘hiç olmuş’ diyebilir.
Toplumlar para ün ve itibar sahiplerini genelde ‘adam’ gibi görürler.
Zenginliği bir şeyin bir kişide yeterince birikmesi olarak tanımlayabiliriz..
Ama sorun güzel bir yaşam için neyi ne kadar biriktirmeliyiz ?
Para, ün ve itibar sahibi olmak, adam olabilmek için doğru bir yatırım mıdır ?

“Beni zengin yapan, toplumda edindiğim yer değil kendi yargılarımdır, kendi yanımda taşıdıklarımdır... Yalnızca bunlar tam anlamıyla bana aittir ve elimden alınamazlar
Epiktetos milattan yüz sene önce böylesi bir yanıt vermiş.
Sahip olmak ilginç bir insani tutkudur.
Ama sorgulayıp nedenlerine ulaştığınızda aslında sahip olmak istenen nihai şeyin hep sevgi olduğu fark edilir.
Neden kendimize güvenebilmek için çevremizden onay bekleriz.
Neden bize yönelen gözlerde hep iyi niyet ve sevgi ararız ?
Hangi nedenle tepelerdeki kişilere vıcık vıcık saygı gösterirken bir nedenle aşağılara inenleri küçümseme alışkanlığımız var ?

“Siz doğruyu, yanlıştan ayırabilmek için, önce kendinizi iyice tanımaya çalışınız. Kendinizi tanımanın sağlayacağı yargılarınızın gücünden yararlanınız.
Hırslara ve üstünlük tutkusuna kapılmaktan sakınınız . 
İçinizdeki iyilik ve sevgi ateşini güçlendiriniz. “
Öğütlerin hep karşısında oldum ama, ‘adam’ ya da sadece ‘bir hiç’ olmanın yolu bundan daha güzel tanımlanamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder