Rüzgar tepesinin uzak güney
eteklerinde küçük ama çok sevimli bir köy mezarlığı uzanır.
Burası Akdeniz servilerinin
koyu yeşilinin, bir çerçeve gibi diğer yeşilleri sardığı, mor dağlara ve göğün
mavisine asılmış bir tablodur sanki.
Her akşam fırsat buldukça gün
batımını seyrederim.
Kızıllığa bulanan ve gökyüzüne
salınan serviler beni nedenini anlayamadığım bir hüzne sokar.
Neden servi?
Neden bu kahverengi gövdeli,
koyu yeşil servi’yi ölülerine eşlik için yeğledi insanoğlu?
Neden bir kiraz ya da meşe ya
da çınar değil de Akdeniz servi’si?
Geçen hafta öğrendim.
Yanıt binlerce yıl ötesinin,
ateşe tapan kültürlerinden geldi.
Ateşi kutsal ve sonsuz sayan,
artık tümüyle unutulduğunu sandığımız bir
kültürden.
Ateşin yalımlarına benzediği
için kutsamış ve sonsuzluğun simgesi olarak tapınakların ve ölülerinin
mezarlarının çevresine dikmişler.
Merak ettim, acaba köyde
bunları bilen var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder