8 Ekim 2012 Pazartesi

yüzen gelincikler





 




Bugün yağmurlarla yeşermeye başlayan tepelere bakınca anımsadım.
Yakında çavdar otlarının arasından öbek, öbek gelincikler belirecekler.
Çocukluğumda, henüz açmamış goncalarını koparıp onların içerisinden buruşuk kırmızı yapraklarını çıkarmayı çok severdim.
Tipik acımasız haşarı bir erkek çocuğu oyunu!
Yıllar sonra bir gün sevgilimle kırlarda gezerken gelinciklerin örttüğü bir yamaçta durmuş bu muhteşem kızıllığı seyrediyorduk.
Eski alışkanlığımla çevremdeki goncaları açmaya ve buruşuk kırmızılarını çıkartmaya başladım.
Sevgilim şaşkın, gördüklerine inanmayan bakışlarla kalanları elimden aldı ve eve döndüğümüzde onlarla bana bir sürpriz yapacağını fısıldadı.
Anlamadım ama itiraf etmeliyim, Girit kökenli olması nedeniyle ilk aklıma gelen içki ya da bir yemek oldu.
Sonra eve geldik.
Sevgilim, tüm gelincik goncalarını, aralarına birkaç küçük yüzen mumla beyaz, içi su dolu geniş bir porselen kaseye yerleştirdi
Bir süre sonra, birbiri ardına açıp yüzmeye başlayan gelinciklerden uzun süre gözlerimi alamadım.
Kadınlar, kadınlar, kadınlar...
O denli farklısınız ki bizlerden.
Halime bakın ne düşündüm ne buldum.
Ama ilginç olanı ne bir ders çıkarmayı düşündüm ne de utandım.
Hatta ' benim' (!) sevgilimin ne kadar akıllı ve yaratıcı olduğundan kendime pay bile çıkardım diyebilirim.
Neden kendim üzerine biraz olsun kafa yormadım?
Yanıt çok basit çünkü ben bir erkeğim...
Bende olmayanları, olanda sahiplenmek aslında tam da erkekçe bir çözüm değil mi?

 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder