21 Ağustos 2013 Çarşamba

Ruhsal Okşamalar





Çocuklar, anne ve babanın onlara gösterdiği koşulsuz olumlu bakışı, sevgi olarak adlandırırlarmış.
Tıp, bunun eksikliğinin yarattığı ruhsal bozuklukları çok önemser ve de sayfalarca yazar.
O yazıp dursun.
Bence insanoğlunun, ' duygusal okşanma' olarak adlandırabileceğim bu ruhsal okşanmalara yediden yetmişe ihtiyacı var.
Özellikle ileri yaşlarda...
Ama nedense günümüzde bu yaşamsal gıdayı hep çocuklara ve gençlere sunuyoruz.
Bunca yılı geride bırakmış bir Kemal olarak hala her gün ve en az bir kere psikolojik bir okşanmaya ihtiyacım olduğunu itiraf ediyorum.
Ve de eleştiri yönelten bir kişiyi sevemiyorum.
Ya da daha doğru bir söylemle bir sonraki övgüsüne kadar sevmeye ara veriyorum... 
Neymiş efendim-tenkit ilerlemenin kamçısıymış.
Bence tam tersi, ilerlemenin frenidir!
Evrende acaba kaç kişi, hangi alanda olursa olsun, 'yine beceremedin' türünden bir tümceye mutlu bir kedi gibi mırıldanır?
Ya da dökülmüş saçlarıyla -Yahu yine kilo almışsın, ne bu halin diyen şaşkına, kim Allah razı olsun benim sağlığımı düşünüyor diyerek teşekkür eder?
Ve ona - yahu farkındamısın şimdi farkına vardım, kafan tuzluk gibi oldu.
Hep saç saçılıyor!
Çok yakında pırıl pırıl bir kel olacaksın yanıtını vermek istemez?
Ama insan, hüzün veren bir davranışla hep oynar.
Ve aslında bu iki yüzlülüğüne bile alkış bekler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder