24 Ocak 2014 Cuma

Köpekçe ve kedice yaşamlar üzerine





Dayanmaya çalıştım.

Sanki başıma gelecekleri bilir gibi.

Ama mümkün değil, iç paralayıcı, çocuk ağlamasına benzeyen ses susmak bilmiyor.

Hava soğuk, hem de çok soğuk neredeyse sıfıra yaklaşmış.

Çaresiz, yağmurluk, çizme çıktık dışarı.

Yaklaştıkça ses daha da şiddetlendi ve onu gördüğüm de, o küçük ıslak şey ulumaya başladı.

İliklerine kadar ıslanmış, bir yavru köpek, taş duvarın dibine yapışmış rüzgarın yağmurun altında bekliyor.

Tam bir sokak iti...

Alın elinize bir köpek kitabı, karış karış tarayın.

Mümkünü yok benzerini bulamazsınız.

Yedi ceddi saf kan sokak iti.

Karışa, karışa bu topraklara has güçlü, dayanıklı, akıllı (zeki değil) bir soy ortaya çıkmış.

Renk anadolunun hakim bozkırları gibi. Alacalı sarı bir post, kafada düzensiz sarılar kahveler. Siyah uzun bir burun, ucunda belli belirsiz bir beyazlık.

Ama bakışları, bakışlarına kenetlendim bir anda.

Korku, panik ama hepsinin ötesinde derin bir hüzün algıladım o simsiyah parlak güzel gözlerde.

Önüne koyduğum üç dilim ekmeğin, ikisini ağzına aldı üçüncüsünün üstüne bastı korkuyla.

Sonra boğulur gibi önüne ne koydumsa yedi bitirdi, ve uyudu......

Ve yağmurla geldiği için Yağmur oldu adı.

Bir ay geçti yağmur2un nüfusuma kayıt olalı.

Bu sabah yine onu sevdim, yemeğini verdikten sonra yine biraz koşuşturduk.

Sonra koltuğuma kuruldum.

Bir elimde kahve fincanım diğer elimle onu severken, uçurumun ötesinde ufuğa yaslanmış zirveleri aklanmış dağları seyrediyorum.

Düşünceleri bile kovmak istediğim sessiz, sakin huzur dolu bir zaman geçiyor yavaş yavaş.

Evin kapısı aralandı ve Şanti'nin kafası göründü. İkimize öylesine kayıtsız hatta küçümseyici bir bakış attı ve sinir bozucu bir yavaşlıkla bahçeye doğru yürümeye başladı.

Yağmur hevesle kuyruğunu sallıyarak sayısız dostluk mesajlarından yeni birisini yolladıysa da, Şanti yüz vermedi ve bahçede gözden kayboldu.

On yıldır kedimle ayni evi paylaşıyoruz.

Ona ismi dışında tek bir şey öğretemediğimi fark ettim birden. Yıllardır kendi seçtiği yerde yatıyor. Mamaları belirli aralıklarla değiştirmezsem yemiyor. Canı isterse gelip kendini sevdiriyor. Ama ben sevmek istediğimde arkasını döndüğü çok oldu. Ama en uygunsuz bir anda da sürtünüp sevmemi istiyor.

Kimin kime sahip olduğuna dair şüphe uyanıyor içimde.



Köpekçe ve kedice ilişkiler üzerine düşünmek ve yazmak istiyorum....

 

 

 

 

 

 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder