Bir zamanların göz alabildiğine yayılan ve korku veren bu yabanıl doğa harikası, şimdiler onu çevreleyen çirkin yapıların balkon manzarası oldu.
Göçmen kuşların bile unuttuğu, artakalan birkaç dönümlük alanda bugün, hüzün veren bir direnişin kalıntıları var sadece.
Orada, sular her zaman berraktır ama derinlere doğru birden karanlıklaşıverir.
Sazlar ve çeşit çeşit su bitkileri derinlerden masmavi göğe doğru birbirlerine sarmalanarak uzanırlar.
Yüzlerce yılık döngüler sonrası bitkilerin çürümüş bedenlerinden, yenilerinin filizlendiği adalar yüzer.
Ben Yamansaz’ın Nilüferlerini çok severim,
Onlar sanki suların karanlığından yukarı taşıdıkları aydınlık çiçekleriyle farklı dünyalardan mistik mesajlar taşırlar .
Suların aynalarında , kocaman yeşil yuvarlak yaprakları ve ortası sarı, beyaz çiçekleriyle, gün boyu tembel tembel salınırlar.
Bir zamanlar buraya gelip onlara öylesine bakardım.
Sessizlik giderek derinleşir, dinginleşir ve sonra, beni de içine alarak anlatılamaz bir huzur duygusuyla,
hiçbir şey yapmamanın, o olağanüstü tadına varırdım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder