Yıllar önce London National Galeri'yi gezerken bir tablo karşısında donakaldığımı anımsıyorum
Uzun kızıl saçları, kopartmadan, elleriyle sarılıp kokladığı ve o an ölesiye yerinde olmak istediğim gül ve gülün yapraklarına benzettiğim cildi, gül yeşili elbisesiyle bu İrish beauty, aklımı başımdan almıştı.
Önceleri salonumun, hep görebildiğim bir köşesinde yaşadık onunla.
Sonra yatak odama, yatağımın başucuna geldi.
İflah olmaz bir romantiğim ve böyle öleceğim gibi.
İlk aşkım, ay ışığında salınan uzun otlar, çiçekler arasında uçuşan geceliğiyle incecik mahzun bir kızdı. Babamın bir dergisinde rastlamıştım.
Tüm üniversite hayatım boyunca odamın bir duvarını süsledi ve sonraki aşklarım için de mihenk taşı oldu sanki bana.
Londra'lı İrish Beauty karşıma çıkana dek.
Bu kadın, benim tüm güzellik kavramlarımı altüst etti bir anda.
Böylesi güzelliklere asla ulaşamayacağımı biliyorum ama, onlara ulaşma umudu sanki yaşamımı güzelleştiriyor gibi geliyor bana.
*My Sweet Rose John William Waterhouse
Umut, Umud etmek,
YanıtlaSilYasanilan onca yasanmisliklara ragmen, yasanilan onca birikimleri goz ardi edip; hergun
yeni,yeni acilar cekmek icin hayata karsi acemice yeni husran arayisi.
UK